En İyi Neon Filmleri Bağımsız Farklı Sinema

En İyi Neon Filmleri Bağımsız Farklı Sinema

En İyi Neon Filmleri Bağımsız Farklı Sinema

Sinema dünyası her zaman büyülü ve çeşitli olmuştur. Her yıl, farklı türlerde, farklı hikayelerde birçok film izleyiciyle buluşur. Ancak bazı yapım ve dağıtım şirketleri, diğerlerinden biraz daha farklı ve özel filmlerle öne çıkar. İşte bu şirketlerden biri de Neon. 2017 yılında kurulan ve kökleri Alamo Drafthouse’a dayanan Neon, izleyicilere en iyi Neon filmlerini sunarak bağımsız ve alışılmışın dışındaki yapımları geniş kitlelere ulaştırmayı başarmıştır. İlk filmi olan Anne Hathaway’in başrolünde oynadığı kaiju komedisi Colossal, şirketin ne kadar cesur ve yenilikçi olduğunu daha en başından göstermiştir.

Neon’un İlk Yılları ve Başarıları

Neon için işler kısa sürede daha da heyecan verici hale geldi. 2017 yılının Aralık ayında gösterime giren ve Margot Robbie’nin yer aldığı spor komedisi I, Tonya, şirketin ilk büyük gişe başarısı oldu ve ardından birçok ödül kazandı. Bu başarı, Neon‘un ne kadar doğru yolda olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Şirket, sadece ticari başarı elde etmekle kalmıyor, aynı zamanda eleştirel beğeni toplayan ve ödüllere layık görülen filmlere de imza atıyordu.

Oscar Rüzgarı ve Eleştirel Övgüler

2020 yılına gelindiğinde, Neon, Bong Joon Ho’nun yönettiği ve En İyi Film Oscar’ını kazanan Parasite ile sinema dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Parasite, Rotten Tomatoes’da tüm zamanların en yüksek puanlı En İyi Film ödüllü yapımı olarak tarihe geçti. Aynı yıl, Céline Sciamma’nın yönettiği Portrait of a Lady on Fire da Rotten Tomatoes’da En İyi Film ödülü olan Altın Domates’i kazandı. Bu başarılar, Neon‘un sadece bağımsız filmleri değil, aynı zamanda sinematik açıdan da en iyi ve en değerli yapımları desteklediğini gösteriyordu. 2024 ve 2025 yıllarında da Neon durmak bilmedi ve Sean Baker’ın yönettiği Anora filmi de En İyi Film Oscar’ını kazandı. Bu da Neon‘un kalitesinden ödün vermediğinin bir kanıtı oldu.

Neon Kütüphanesinin Genişlemesi ve Kore Sinemasına Katkısı

Neon, sadece kendi yapımcılığını üstlendiği filmleri değil, aynı zamanda farklı ülkelerden önemli ve etkileyici filmleri de kütüphanesine katmıştır. Bong Joon Ho’nun uluslararası alanda tanınmasını sağlayan Memories of Murder ve Park Chan-wook’un 2003 yılında Kore sinemasını dünya haritasına taşıyan Oldboy gibi filmler, Neon‘un seçkisinin ne kadar değerli olduğunu göstermektedir. Neon‘un kendi seçimiyle oluşturduğu bu en iyi Neon filmleri listesi, şirketin sinemaya bakış açısını ve kalitesini yansıtmaktadır. Bu filmlere Fandango at Home sayfasından ulaşabilir, satın alabilir veya kiralayabilirsiniz.

İşte Neon Tarafından Seçilen En İyi Filmlerden Bazıları:

Şimdi gelin, Neon‘un kataloğunda yer alan ve eleştirmenler ile izleyiciler tarafından büyük beğeni toplayan bazı önemli filmlere yakından bakalım. Bu filmler, Neon‘un bağımsız sinemaya olan tutkusunu ve farklı türlerdeki en iyi yapımları destekleme misyonunu açıkça ortaya koymaktadır.

Memories of Murder (2003) %95

Bong Joon Ho’nun yönettiği Memories of Murder, suç türünü sosyal hiciv ve komediyle harmanlayarak izleyicilere farklı bir deneyim sunuyor. Film, basit fikirli iki dedektifin (Song Kang-ho ve Kim Roi-ha) 1986 yılında yaşanan bir çift cinayet vakasını çözme çabalarını anlatıyor. Eleştirmenler, filmin karakterlerin insani çaresizliğini çok iyi yansıttığını belirtiyor.

Oldboy (2003) %82

Park Chan-wook’un yönettiği Oldboy, şiddetli ve rahatsız edici sahneleriyle dikkat çeken, intikam üzerine kurulu tuhaf ve güçlü bir hikaye. Bir arkadaşı tarafından polis karakolundan çıkarılan Dae-Su (Choi Min-sik), kaçırılır ve yıllarca hapsedilir. Eleştirmenler, filmin görsel açıdan etkileyici ve akılda kalıcı olduğunu vurguluyor.

Borg vs. McEnroe (2017) %84

Janus Metz’in yönettiği Borg vs. McEnroe, tenisi inanılmaz derecede sinematik bir hale getiriyor ve Shia LaBeouf’un kariyerinin en iyi performanslarından birini sergilemesini sağlıyor. Film, 1980 yazında dünyanın zirvesindeki tenis oyuncusu Björn Borg’un (Sverrir Gudnason) ve ona meydan okuyan John McEnroe’nun (Shia LaBeouf) arasındaki rekabeti konu alıyor.

Gemini (2017) %70

Aaron Katz’ın yönettiği Gemini, karmaşık ancak genel olarak sürükleyici bir olay örgüsüne ve Lola Kirke’ün etkileyici performansına sahip, görsel olarak çarpıcı bir neo-noir gizem filmi. Film, korkunç bir suçun, Hollywood yıldızı ve azimli asistanı arasındaki karmaşık ilişkiyi nasıl test ettiğini anlatıyor.

Amazing Grace (2018) %99

Alan Elliott’ın yönettiği Amazing Grace, Aretha Franklin hayranları için mutlaka izlenmesi gereken, muhteşem bir sanatçının gücünün zirvesindeykenki olağanüstü performansını yakalayan heyecan verici bir belgesel. Belgesel, Aretha Franklin’in 1972’de Los Angeles’taki New Temple Missionary Baptist Kilisesi’nde verdiği gospel konserlerini gösteriyor.

Border (Gräns) (2018) %97

Ali Abbasi’nin yönettiği Border (Gräns), tür hayranlarına farklı bir deneyim sunan, heyecan verici, tahmin edilemez ve harika oyunculuklarla dolu özgün bir yapım. Olağanüstü koku duyusuyla tanınan gümrük memuru Tina (Eva Melander), sanki suçluluğu koklayabiliyormuş gibidir.

Three Identical Strangers (2018) %96

Tim Wardle’ın yönettiği Three Identical Strangers, gerçekliğin ve kimliğin doğasını etkili bir şekilde sorgulayan, sürreal ve şaşırtıcı bir belgesel. Doğumda ayrılan ve farklı aileler tarafından evlat edinilen üçüzlerin yıllar sonraki inanılmaz buluşması dünya çapında bir olay haline gelir.

Wild Rose (2018) %92

Tom Harper’ın yönettiği Wild Rose, yıldız doğuşu hikayelerine yeni bir soluk getiren ve başrol oyuncusu Jessie Buckley için özel bir an yaratan, son derece eğlenceli bir yapım. Hapisten yeni çıkan İskoç bir kadın (Jessie Buckley), bir yandan işi ve iki çocuğuyla ilgilenirken bir yandan da country müzik şarkıcısı olma hayalini gerçekleştirmeye çalışır.

The Biggest Little Farm (2018) %91

John Chester’ın yönettiği The Biggest Little Farm, geleceğe dair umut veren, eğitici ve eğlenceli bir çevre savunuculuğu belgeseli. Belgesel, bir çiftin 200 dönümlük arazide sürdürülebilir bir çiftlik geliştirme çabalarını ve bu süreçteki başarılarını ve başarısızlıklarını takip ediyor.

Monsters and Men (2018) %84

Reinaldo Marcus Green’in yönettiği Monsters and Men, Brooklyn’de bir polis memurunun siyah bir sürücüyü vurmasını kaydeden genç bir adamın hikayesini anlatan, iyi oyunculuklara ve görsel bir stile sahip, zamanında bir konuyu ele alan bir yapım. Film, yer yer dengesiz olsa da, şefkat ve karmaşıklıkla dolu anlatımıyla dikkat çekiyor.

Assassination Nation (2018) %74

Sam Levinson’ın yönettiği Assassination Nation, istismar ve sosyal bilinçli unsurları karışık sonuçlarla bir araya getirse de, tür hayranları için stil sahibi ve enerjik bir yapım olabilir. Lise son sınıf öğrencisi Lily ve üç arkadaşı, sürekli mesajlaşma, sosyal medya paylaşımları ve sohbetlerle dolu bir hayat yaşıyor.

Vox Lux (2018) %62

Brady Corbet’in yönettiği Vox Lux, Natalie Portman’ın etkileyici performansıyla desteklenen, modern ünlü olmanın cazibesini ve tehlikelerini zekice ve görsel bir stille inceleyen ilginç ancak kusurlu bir yapım. Celeste adındaki 13 yaşındaki bir müzik dehası (Natalie Portman), 1999’da Staten Island’da yaşanan korkunç bir okul saldırısından sağ kurtulur.

Honeyland (2019) %100

Ljubo Stefanov ve Tamara Kotevska’nın yönettiği Honeyland, uzak bir köydeki yaşamı kullanarak dünyanın dört bir yanındaki izleyicilere hitap eden deneyimlere dair göz açıcı bir perspektif sunuyor. Film, Kuzey Makedonya dağlarında geleneksel arıcılık yöntemleriyle bal üreten bir kadının hikayesini anlatıyor.

Parasite (2019) %99

Bong Joon Ho’nun yönettiği Parasite, güncel sosyal temalara acil ve ustaca katmanlar halinde bakan, yazar-yönetmen Bong Joon Ho’nun sanatının zirvesinde olduğu bir yapım. Açgözlülük ve sınıf ayrımcılığı, varlıklı Park ailesi ve yoksul Kim ailesi arasındaki yeni oluşan simbiyotik ilişkiyi tehdit eder.

Apollo 11 (2019) %99

Todd Douglas Miller’ın yönettiği Apollo 11, Amerikan tarihinin önemli bir anına izleyicileri geri götürmek için ustaca yeniden tasarlanmış arşiv görüntülerini kullanan, eğitici ve ilham verici bir yapım. Daha önce hiç görülmemiş görüntü ve ses kayıtları, astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin’in yer aldığı NASA’nın en ünlü görevine doğrudan götürüyor.

Portrait of a Lady on Fire (2019) %97

Céline Sciamma’nın yönettiği Portrait of a Lady on Fire, güçlü oyunculuklarla desteklenen etkileyici ve düşündürücü bir dram içeren, benzersiz derecede zengin bir dönem filmi. 1770 yılında, Fransız bir kontesin genç kızı, portresini çizmekle görevlendirilen kadın sanatçıya karşı karşılıklı bir çekim geliştirir.

Monos (2019) %93

Alejandro Landes’in yönettiği Monos, görsel olarak muhteşem olduğu kadar düşündürücü de olan, insan doğasına dair rahatsız edici bir bakış sunan ve izleyiciler üzerinde kalıcı bir etki bırakan bir yapım. Güney Amerika ormanlarında genç gerilla haydutları tarafından rehin tutulan Amerikalı bir mühendisin hikayesi anlatılıyor.

Clemency (2019) %92

Chinonye Chukwu’nun yönettiği Clemency, Alfre Woodard’ın başrolünde olduğu olağanüstü bir kadro tarafından hayata geçirilen, ciddi sosyal sorunları sürükleyici bir dram haline getiren bir yapım. Yıllarca ölüm cezası infazlarını gerçekleştirmek, Warden Bernadine Williams’ın (Alfre Woodard) üzerinde ağır bir yük oluşturmaktadır.

Luce (2019) %91

Julius Onah’ın yönettiği Luce, güncel temaları düşündürücü bir şekilde ele alan, tatmin edici derecede karmaşık bir hikayeye yıldız bir oyuncu kadrosunu taşıyan bir yapım. Liberal fikirli bir çift, evlat edindikleri oğullarının rahatsız edici bir kompozisyon yazmasının ardından onunla ilgili düşüncelerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalır.

The Lodge (2019) %75

Veronika Franz ve Severin Fiala’nın yönettiği The Lodge, Riley Keough’un etkileyici performansıyla desteklenen, karanlık ve atmosferik korku hayranları için uygun derecede rahatsız edici bir hedef olabilecek bir yapım. Bir aile, tatil için uzak bir kış kabinine çekildiğinde, baba aniden ayrılmak zorunda kalır.

The Beach Bum (2019) %58

Harmony Korine’in yönettiği The Beach Bum, Matthew McConaughey için hayatının rolü olsa da, yönetmenin kendine özgü tarzı hikayenin dağınık yapısını her zaman dengelemeye yetmiyor. Moondog (Matthew McConaughey), Florida’da kendi kurallarına göre yaşayan, eğlenceyi seven, esrarkeş ve bira düşkünü bir yazardır.

Gunda (2020) %98

Victor Kossakovsky’nin yönettiği Gunda, hayvanların perspektifinden çiftlik yaşamına emici ve meditatif bir bakış sunarak, yiyecekle olan ilişkimize dair üstü kapalı sorular soruyor. Deneysel sinemanın en saf hali olan Gunda, bir ana domuzun, bir tavuk sürüsünün ve iki ineğin filtresiz yaşamlarını kronikleştiriyor.

The Painter and the Thief (2020) %97

Benjamin Ree’nin yönettiği The Painter and the Thief, bir suçlu ve kurbanı arasındaki beklenmedik bağı, şefkat ve affetmenin sürükleyici bir portresi için bir tuval olarak kullanıyor. Çek sanatçı Barbora Kysilkova, iki tablosunu çalan adamla beklenmedik bir arkadaşlık geliştirir.

Night of the Kings (2020) %96

Philippe Lacôte’nin yönettiği Night of Kings, yazar-yönetmen Philippe Lacôte’nin sanatının zirvesinde olduğu, huzursuz ve sürükleyici bir fabl. Genç bir adam, Fildişi Sahili ormanının ortasında bulunan ve mahkumlar tarafından yönetilen “La Maca” adlı bir hapishaneye gönderilir.

Spaceship Earth (2020) %87

Matt Wolf’un yönettiği Spaceship Earth, cüretkar bir deneyin ilgi çekici kamera arkası kaydı olarak havalanıyor ve ortak bir hayalin gücünün dokunaklı bir kanıtı olarak yörüngesine yerleşiyor. 1991’de sekiz vizyon sahibi, Biosphere 2 adında kendi kendine yeten bir ekolojik sistemin içine iki yıllık bir deney için karantina altına girer.

Ammonite (2020) %70

Francis Lee’nin yönettiği Ammonite, Saoirse Ronan ve her zamankinden daha iyi bir Kate Winslet arasındaki kimya sayesinde dönemsel romantizm tuzaklarını aşıyor. 1800’ler İngiltere’sinde, tanınmamış fosil avcısı Mary Anning (Kate Winslet), Güney kıyılarında tek başına çalışmaktadır.

New Order (2020) %67

Michel Franco’nun yönettiği New Order, sağlam performanslara rağmen, acımasız vahşeti ve odaklanmamış bakış açısı nedeniyle mesajını tehlikeye atıyor. Altı yıl önce tasarlanan Michel Franco’nun yakın gelecekteki distopyası, henüz yazılmamış manşetlerden fırlamış gibi hissediliyor. Protestolar sürerken, zengin bir düğün beklenmedik bir şekilde şiddetle kesintiye uğrar.

Three Minutes – A Lengthening (2021) %100

Bianca Stigter’in yönettiği Three Minutes – A Lengthening, hayal edilemez bir dehşetle kısa kesilecek olan hayatları onurlandırırken, bir anı hareketli bir şekilde yakalıyor. Three Minutes – A Lengthening, David Kurtz tarafından 1938’de Polonya’daki bir Yahudi kasabasında çekilen bir ev filmini sunuyor.

Flee (2021) %98

Jonas Poher Rasmussen’in yönettiği Flee, mülteci deneyimini canlı bir animasyonla tasvir ederek, hareketli bir kendini keşfetme anısı sunmak için belgesel sinemasının sınırlarını zorluyor. FLEE, Amin Nawabi’nin 20 yıldır sakladığı acı verici bir sırla boğuşurkenki hikayesini anlatıyor.

Pig (2021) %97

Michael Sarnoski’nin yönettiği Pig, Nicolas Cage’in etkileyici ve ham performansıyla desteklenen, kayıp ve sevgi üzerine güzel bir yolculukla beklentilerin aksine bir yapım. Oregon vahşi doğasında yalnız yaşayan bir trüf avcısı, çalınan değerli domuzunu aramak için Portland’daki geçmişine dönmek zorundadır.

Petite Maman (2021) %97

Céline Sciamma’nın yönettiği Petite Maman, anlatısal kapsamı küçük olsa da derinden etkileyici, güçlü oyunculuklarla desteklenen hassas bir yas meditasyonu. Céline Sciamma, yeni filmiyle çağdaş Fransız sinemasının en başarılı ve öngörülemez yönetmenlerinden biri olduğunu kanıtlamaya devam ediyor.

The Worst Person in the World (2021) %96

Joachim Trier’in yönettiği The Worst Person in the World, yönetmenin Oslo Üçlemesi’ni türün klişelerini keyifli bir şekilde alt üst eden bir romantik komediyle tamamlıyor. Film, çağdaş Oslo’da aşk ve anlam arayışındaki modern bir dram-komedi.

Titane (2021) %90

Julia Ducournau’nun yönettiği Titane, yazar-yönetmen Julia Ducournau’nun keyifli derecede rahatsız edici vizyonunu yeniden teyit eden, heyecan verici derecede provokatif ve özgün bir yapım. Titane: Yüksek sıcaklığa ve korozyona dayanıklı, yüksek çekme mukavemetli alaşımlara sahip, genellikle tıbbi protezlerde kullanılan bir metaldir.

Ailey (2021) %90

Jamila Wignot’un yönettiği Ailey, konusunun parlak mirasına canlandırıcı bir saygı duruşunda bulunuyor ve büyüleyici bir hikayenin geri kalanına dair cezbedici bir giriş sunuyor. Alvin Ailey, dans yoluyla kurtuluşu bulan öncü bir isimdi. AILEY, bu parlak ve çalkantılı hayatın tüm hatlarını izliyor.

Pleasure (2021) %88

Ninja Thyberg’in yönettiği Pleasure, birden fazla düzeyde provokatif, Sofia Kappel’in güçlü performansıyla desteklenen, yetişkin film endüstrisindeki nahoş yönleri gözler önüne seren bir yapım. Ninja Thyberg’in ilk uzun metrajlı filmi Pleasure, Los Angeles pornografi endüstrisine yeni gelen birinin gözünden bir yolculuktur.

Spencer (2021) %83

Pablo Larraín’in yönettiği Spencer, konusunun hayatının kendine özgü tasviriyle zaman zaman hayal kırıklığı yaratsa da, Kristen Stewart’ın ince ayarlı performansı filmin fantastik unsurlarını dengeliyor. Prenses Diana ve Prens Charles’ın evliliği uzun zamandır soğumuştur. Dedikodular ve boşanma söylentilerine rağmen, Noel kutlamaları Sandringham Malikanesi’nde devam etmektedir.

Beba (2021) %83

Rebeca Huntt’un yönettiği Beba‘nın dar bakış açısı etkisini bir ölçüde sınırlasa da, bu etkileyici bir iç gözlemsel belgesel sineması örneği olmaya devam ediyor. İlk uzun metrajlı film yönetmeni Rebeca “Beba” Huntt, dikkat çekici bir büyüme belgeseli/sinematik anı olan Beba‘da kendi kimliğinin cesur bir keşfine girişiyor.

In The Earth (2021) %80

Ben Wheatley’nin yönettiği In the Earth‘ün kasvetli korku kaleydoskobu, insanlığı musallat eden kalıntı pandemi korkuları üzerine halüsinasyonel bir meditasyon. Dünya, felaket getiren bir virüse çare ararken, bir bilim insanı ve bir park gözcüsü derin bir ormana doğru maceraya atılır.

The Quiet Girl (2022) %97

Colm Bairéad’ın yönettiği The Quiet Girl, yazar-yönetmen Colm Bairéad için dikkat çekici bir ilk film ve en küçük hikayelerin bile büyük duygusal etkiler bırakabileceğine dair aldatıcı derecede basit bir hatırlatma sunuyor. Kırsal İrlanda, 1981. Dokuz yaşındaki Cait, kalabalık ve işlevsiz ailesinden uzaklaştırılarak yaz için bir akraba yanına gönderilir.

How to Blow Up a Pipeline (2022) %95

Daniel Goldhaber’in yönettiği How to Blow Up a Pipeline, Andreas Malm’ın tezinin patlayıcı bir uyarlaması ve sürükleyici ve karmaşık anti-kahramanlarla ateşlenen yüksek riskli bir eko-gerilim sunuyor. Bir grup genç çevre aktivisti, Daniel Goldhaber’in gerilim dolu filminde bir petrol boru hattını sabote etmek için cesur bir görev yürütür.

All the Beauty and the Bloodshed (2022) %95

Laura Poitras’ın yönettiği All the Beauty and the Bloodshed, fotoğrafçının bağımlılıkla mücadelesine ve acısından sorumlu kuruma karşı verdiği savaşa fotoğrafçının cesur merceğiyle derinlemesine bir bakış. Akademi Ödüllü yönetmen Laura Poitras tarafından yönetilen All the Beauty and the Bloodshed, epik, duygusal ve birbirine bağlı bir hikaye.

Saint Omer (2022) %95

Alice Diop’un yönettiği Saint Omer, bir kadının göçmenlik deneyiminin acı verici bir düşünümü, bir anneyi sanık sandalyesine oturtuyor ve insanlık dışı olanda insanlık bulmak için izleyiciyi jüri koltuğuna yerleştiriyor. Saint-Omer mahkeme salonu. Genç romancı Rama, küçük kızını öldürmekle suçlanan genç kadın Laurence Coly’nin davasına katılır.

Broker (2022) %94

Hirokazu Kore-eda’nın yönettiği Broker, duygusallığın sınırlarında geziniyor ancak Kore-eda Hirokazu’nun sıcak ve hüzünlü yaklaşımıyla sürekli olarak yere basıyor. Film, yasal evlat edinme bürokrasisini atlayarak yetim bebekleri zengin ve çocuk sahibi olamayan çiftlere satan iki aracıyı takip ediyor.

Moonage Daydream (2022) %92

Brett Morgen’in yönettiği Moonage Daydream, Bowie hayranları için görsel-işitsel bir şölen ve modern müziğin en değişken sanatçılarından birine uygun derecede özgün bir yaklaşım sergiliyor. MOONAGE DAYDREAM: Bowie’nin yaratıcı, spiritüel ve müzikal yolculuğunu keşfeden sinematik bir yolculuktur. Vizyoner Brett Morgen’ın zihninden.

Sanctuary (2022) %88

Zachary Wigon’un yönettiği Sanctuary, Margaret Qualley ve Christopher Abbott’ın olağanüstü performansları etrafında dönüyor ve beklentileri şık bir şekilde boşa çıkarıyor. Tek bir otel odasında bir gece boyunca geçen Sanctuary, bir dominatriks (Margaret Qualley) ve onun varlıklı müşterisi (Christopher Abbott) arasındaki ilişkiyi anlatıyor.

Crimes of the Future (2022) %80

David Cronenberg’in yönettiği Crimes of the Future, yönetmenin tanıdık temaları tipik rahatsız edici üslubuyla yeniden ele aldığı, özünde Cronenberg olsa da klasikleşmemiş bir yapım. İnsan türü sentetik bir ortama uyum sağladıkça, vücut yeni dönüşümlere ve mutasyonlara uğrar. Ortağı Caprice (Léa Seydoux) ile birlikte Saul Tenser (Viggo Mortensen), vücut organlarının gösterişli ameliyatlarını sergileyen performans sanatçısı olarak ün kazanır.

Enys Men (2022) %79

Mark Jenkin’in yönettiği Enys Men‘in hikayesinin gizemleri nihayetinde göründüğünden daha az ilgi çekici olsa da, retro estetiği ve ilgi çekici soyut görselleri bu filmi korku hayranları için ürkütücü bir zevk haline getiriyor. Britanya kıyılarındaki ıssız bir adada görev yapan bir vahşi yaşam gönüllüsü, aklını sorgulayan korkunç bir deliliğe doğru sürüklenir.

Triangle of Sadness (2022) %72

Ruben Östlund’ün yönettiği Triangle of Sadness, Östlund’ün önceki çalışmalarının keskinliğinden yoksun olsa da, aşırı zenginlere yönelik bu kara mizahi eleştiri kendi ödüllerine sahip. Ruben Östlund’ün Cannes’da Altın Palmiye kazanan acımasızca komik filminde, sosyal hiyerarşi tersine döner ve güçle para arasındaki bayağı ilişki ortaya çıkar.

Robot Dreams (2023) %98

Pablo Berger’in yönettiği Robot Dreams, iç ısıtıcı olduğu kadar yürek burkan da olan, iyi animasyonun özünü oluşturan bir yapım. DOG Manhattan’da yaşıyor ve yalnız olmaktan yorulmuştur. Bir gün kendine bir robot yapmaya karar verir.

Anatomy of a Fall (2023) %96

Justine Triet’in yönettiği Anatomy of a Fall, aile dramasına dayanan akıllı ve sağlam bir şekilde hazırlanmış bir polisiye ve başrol oyuncusu Sandra Hüller ile yönetmen/ortak yazar Justine Triet’in zirvede olduğu bir yapım. Sandra, kocası Samuel ve on bir yaşındaki oğulları Daniel, bir yıldır Fransız Alpleri’nde gözlerden uzak bir yaşam sürmektedir.

Perfect Days (2023) %96

Wim Wenders’in yönettiği Perfect Days, dikkat çekici bir Kôji Yakusho performansıyla desteklenen, sürükleyici bir kesit hayat draması ve yönetmen/ortak yazar Wim Wenders’in saygın filmografisine sessizce yükselen bir mücevher katıyor. Hirayama (Kôji Yakusho), Tokyo’da umumi tuvaletleri temizleyerek geçirdiği basit hayatından son derece memnundur.

La Chimera (2023) %95

Alice Rohrwacher’in yönettiği La Chimera vahşi ve imkansız bir takip olsa da, Alice Rohrwacher’in bu harika ve sihirli masalı görülmeye değer. Herkesin kendi Chimerası vardır, elde etmeye çalıştıkları ama asla bulamadıkları bir şey. Tombaroli çetesi için Chimera, yeryüzünden aldıkları ve öteki dünyaya saygı duydukları anlamına gelir.

The Royal Hotel (2023) %89

Kitty Green’in yönettiği The Royal Hotel, tehlikenin kol gezdiği bir yer ve zamana ürkütücü bir daldırma ve Kitty Green ile Julia Garner’ı elektrik yüklü bir etkiyle yeniden bir araya getiriyor. Amerikalılar Hanna ve Liv Avustralya’da sırt çantasıyla seyahat eden en iyi arkadaşlardır. Paraları bittikten sonra Liv, uzak bir maden kasabasında bar işi aramaya başlar.

Infinity Pool (2023) %87

Brandon Cronenberg’in yönettiği Infinity Pool, güçlü yüzücüler için bile çalkantılı sular ve ticari ürünlerden kaçmak isteyenler için Cronenbergvari bir sapkınlığın her şey dahil bir inzivasını sunuyor. İzole bir ada tatil köyünde konaklarken James (Alexander Skarsgård) ve Em (Cleopatra Coleman) kusursuz bir tatilin tadını çıkarırlar.

Eileen (2023) %82

William Oldroyd’un yönettiği Eileen, Anne Hathaway ve Thomasin McKenzie’nin uyumlu bir ikili olduğunu kanıtlıyor ve kaynak materyaline saplantı üzerine sürprizli bir hikayeyle saygı gösteriyor. Eileen, yerel hapishanedeki kasvetli işinden etkilenmeyen, mesafeli ve tuhaf genç bir kadındır.

Ferrari (2023) %72

Michael Mann’in yönettiği Ferrari, şık ve iyi oyunculuklarla dolu olsa da, zaman zaman yetersiz kalan anlatısının üstesinden gelerek coşkulu ve hayranlık uyandıran derecede karmaşık bir biyografi sunuyor. Ferrari, 1957 yazında geçiyor. 1950’lerin Formula 1 yarışlarının ihtişamı ve tehlikesinin ardında, eski yarışçı Enzo Ferrari (Adam Driver) bir krizle karşı karşıyadır.

It Lives Inside (2023) %64

Bishal Dutta’nın yönettiği It Lives Inside, güçlü bir sosyal yorum katmanına sahip etkili bir korku filmi ve yönetmen Bishal Dutta için ilk uzun metrajlı filminde ürkütücü derecede ilgi çekici bir başlangıç. Hintli-Amerikalı bir genç olan Sam, muhafazakar annesi ve Amerikalılaşmış babasıyla birlikte sakin bir banliyöde yaşamaktadır. Sam’in kültürel güvensizlikleri, en iyi arkadaşı Tamira’dan uzaklaşmasına neden olur.

The Seed of the Sacred Fig (2024) %97

Mohammad Rasoulof’un yönettiği The Seed of the Sacred Fig, ister bir ulusun ister bir hanenin baskıcı yönetimine karşı yakıcı bir suçlama ve hem sürükleyici bir drama hem de güçlü bir politik ifade olarak işlev görüyor. Tamamen gizlice çekilen Mohammad Rasoulof’un ödüllü gerilim filmi THE SEED OF THE SACRED FIG, kendini ulusal çapta siyasi bir krizin ortasında bulan Tahranlı bir yargıcın ailesine odaklanıyor.

Anora (2024) %93

Sean Baker’ın yönettiği Anora, Mikey Madison’ın cesur performansıyla ekstra bir ışıltı kazanan, yazar-yönetmen Sean Baker’ın Amerika’nın çabalayan insanlarına dair bir başka harika kroniği ve kanayan kenardaki bir romantik drama. Sean Baker’ın Cannes’da Altın Palmiye kazanan filmi ANORA, modern bir Külkedisi hikayesinin cesur, heyecan verici ve komik bir varyasyonu.

Babes (2024) %88

Pamela Adlon’un yönettiği Babes, anneliğe ve kadın arkadaşlıklarına yönelik kahkahalarla dolu ve sansürsüz bir bakış sunuyor ve Pamela Adlon’un Ilana Glazer ve Michelle Buteau’nun büyük yardımıyla güvenli bir ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesini işaret ediyor. BABES, New York’ta büyüyen ve şimdi yetişkinlikte farklı hayatlar yaşayan ayrılmaz çocukluk arkadaşları Eden (Ilana Glazer) ve Dawn’ı (Michelle Buteau) takip ediyor.

Longlegs (2024) %86

Nicolas Cage’in kabus gibi tuhaf bir performansıyla desteklenen ve huzursuz edici bir atmosferle dolu olan Longlegs, etkili bir şekilde panik yaratan şeytani bir korku filmi. Bir seri katilin peşinde olan bir FBI ajanı, çözmesi gereken bir dizi okült ipucu keşfeder.

Cuckoo (2024) %79

Tilman Singer’ın yaratıcı bir yetenekle yönettiği ve Hunter Schafer ile Dan Stevens’ın lezzetli kişilikleriyle renk kattığı Cuckoo, çılgın bir akıl hastanesi korkusu ve doğru tarafta deli. 17 yaşındaki Gretchen, isteksizce Amerikan evini terk ederek babasıyla birlikte yaşamaya gider, babası kısa süre önce Alman Alpleri’ndeki bir tatil köyüne taşınmıştır.

Handling the Undead (2024) %75

Thea Hvistendahl’ın yönettiği Handling the Undead, duygusal bir derinliğe sahip gerçekçi bir zombi filmi, sabırlı bir hızda ilerliyor ancak türe dokunaklı ve düşünceli bir katkı olarak başarılı oluyor. Oslo’da sıcak bir yaz gününde ölüler gizemli bir şekilde uyanır ve üç aile, sevdikleri geri döndüğünde kaosa sürüklenir.

Seeking Mavis Beacon (2024) %75

Yönetmen Jazmin Jones’un internetin en garip vakalarından birini incelediği Seeking Mavis Beacon, zaman zaman kendini beğenmişliğe kaçsa da, kişiselleştirilmiş yaklaşımı nihayetinde türünün tek örneği bir belgesel deneyimi sunuyor. Teknolojideki en etkili Siyah kadınlardan biri ortak hayal gücümüzün bir ürünüdür. Mavis Beacon icat edildi.

Immaculate (2024) %71

Immaculate, konsept olarak kusursuz olmasa da, bu dini temalı korku filmi Sydney Sweeney’nin ilahi performansıyla kurtarılıyor. Sydney Sweeney (Anyone But You, Euphoria, The White Lotus), kendini adanmış bir inanca sahip Amerikalı bir rahibe olan Cecilia rolünde, İtalya’daki uzak bir manastıra doğru bir yolculuğa çıkıyor.

Stress Positions (2024) %71

Stress Positions, tanıdık komedi-drama klişeleriyle aralıklı bir canlılıkla oynuyor, ancak karakterler anlatmak için kullanıldıkları hikayeden zaman zaman daha ilginç. Terry Goon, eski kocasının Brooklyn’deki apartmanında sıkı bir karantina uyguluyor ve 19 yaşındaki model olan yeğenine bakıyor.

The End (2024) %55

The End hırs veya yetenekten yoksun değil, ancak cesur vizyonu şişirilmiş bir çalışma süresi ve monoton bir müzikle kötü bir şekilde sunuluyor. Çevresel çöküşün Dünya’yı yaşanmaz hale getirmesinden yirmi beş yıl sonra, Anne, Baba ve Oğul, görkemli sığınaklarına hapsolmuşlardır.

Mothers’ Instinct (2024) %52

Mothers’ Instinct, Jessica Chastain ve Anne Hathaway için parlak ve keyifli bir vitrin olsa da, yıldızlar ince bir hikaye ve dengesiz bir ton hakimiyetiyle kötü bir şekilde hizmet alıyor. 60’ların başlarında geçen filmde, en iyi arkadaşlar ve komşular Alice (Jessica Chastain) ve Celine (Anne Hathaway) her ikisi de pastoral bir hayat yaşamaktadır.

2073 (2024) %49

Henüz fikir birliği yok. Yıl 2073 ve modern hayatın en kötü korkuları gerçekleşti. Gözetleme dronları yanık turuncu gökyüzünü dolduruyor.

Neon Filmlerinin Ortak Özellikleri

Gördüğünüz gibi, en iyi Neon filmleri oldukça geniş bir yelpazeye yayılıyor. Ancak bu filmleri bir araya getiren bazı ortak özellikler de bulunmaktadır. Genellikle bu filmler:

  • Bağımsız ve özgün hikayeler anlatır.
  • Alışılmışın dışında konulara odaklanır.
  • Cesur ve yenilikçi bir sinematik yaklaşıma sahiptir.
  • Güçlü karakterler ve unutulmaz performanslar içerir.
  • Eleştirel beğeni toplamış ve ödüllere layık görülmüştür.
  • Farklı kültürlerden ve coğrafyalardan hikayeler sunar.

Öne Çıkan Neon Filmleri: Hızlı Bir Bakış

Featured Snippet için öne çıkabilecek bazı en iyi Neon filmlerini ve özelliklerini aşağıdaki tabloda özetleyebiliriz:

Film Adı Yönetmen Yayın Yılı Rotten Tomatoes Puanı Önemli Özellikler
Memories of Murder Bong Joon Ho 2003 %95 Suç, sosyal hiciv, komedi
Parasite Bong Joon Ho 2019 %99 Sınıf ayrımı, gerilim, kara komedi, En İyi Film Oscarı
Portrait of a Lady on Fire Céline Sciamma 2019 %97 Dönem draması, romantizm, güçlü kadın karakterler, Altın Domates Ödülü
Honeyland Ljubo Stefanov, Tamara Kotevska 2019 %100 Belgesel, doğa, insan-çevre ilişkisi
Flee Jonas Poher Rasmussen 2021 %98 Animasyon belgesel, mülteci deneyimi, kendini keşfetme
The Worst Person in the World Joachim Trier 2021 %96 Romantik komedi, dram, modern ilişkiler
Anora Sean Baker 2024 %93 Romantik drama, modern Külkedisi hikayesi, En İyi Film Oscarı

Bu tablo, Neon‘un kataloğundaki çeşitliliği ve kaliteyi kısa bir şekilde göstermektedir. Elbette, listede yer alan diğer filmler de kendi türlerinde oldukça başarılı ve izlenmeye değer yapımlardır.

Sonuç: Bağımsız Sinemayı Keşfedin!

En iyi Neon filmleri, sinemaseverlere sıradışı ve düşündürücü deneyimler sunuyor. Bağımsız sinemanın gücünü ve çeşitliliğini keşfetmek istiyorsanız, Neon‘un zengin kataloğuna göz atmanız kesinlikle tavsiye edilir. Farklı türlerdeki, farklı hikayelerdeki bu özel filmler, size yeni bakış açıları kazandıracak ve sinemaya olan tutkunuzu daha da artıracaktır. Şimdi harekete geçin ve en iyi Neon filmlerinden birini seçerek bu benzersiz sinema yolculuğuna başlayın! Fandango at Home veya diğer platformlar üzerinden bu filmlere kolayca ulaşabilirsiniz. Unutmayın, iyi bir film izlemek dünyayı farklı gözlerle görmenizi sağlayabilir!

Yorum gönder